1984 yılında otomobil dünyası, Toyota’nın cesur bir adım atarak spor otomobil dünyasına sunduğu MR2 modeliyle tanıştı. MR2, adını “Mid-ship Runabout 2-seater” kısaltmasından almış ve Japon mühendisliğinin ince işçiliğiyle ortaya çıkmıştı.
MR2, ilk olarak 1984 yılında piyasaya sürüldüğünde, ortadan motorlu ve arkadan itişli tasarımıyla dikkat çekti. Bu, ağırlık dağılımının mükemmel olmasını sağlayarak sürüş dinamiklerini üst seviyeye taşıdı. İlk nesil MR2, 1.6 litrelik dört silindirli bir motorla donatılmıştı ve 112 beygir gücü üretiyordu. Bu motor, hafif gövdesiyle birleştiğinde, adeta bir go-kart gibi yol tutuşu sağlıyordu. MR2’nin bu nesli, hem performansı hem de ekonomik fiyatıyla birçok otomobil tutkununun favorisi haline geldi.
İkinci nesil MR2, 1989 yılında tanıtıldı ve bu model, daha büyük ve daha güçlü bir otomobil olarak karşımıza çıktı. 2.0 litrelik turboşarjlı motoru, 200 beygir gücü üreterek performansı bir üst seviyeye taşıdı. Ayrıca, bu nesil MR2, daha aerodinamik bir tasarıma sahipti ve sürüş konforu artırılmıştı. Toyota, bu modelde hem performans hem de günlük kullanılabilirlik arasında mükemmel bir denge sağlamayı başardı. Bu nesil MR2, özellikle otomobil tutkunları tarafından “Baby Ferrari” olarak adlandırıldı ve birçok modifiye meraklısının gözdesi oldu.
2000 yılında üçüncü ve son nesil MR2 piyasaya sürüldü. Bu nesil, MR2 Spyder olarak da bilinir ve daha kompakt, daha hafif bir yapıya sahipti. 1.8 litrelik VVT-i motoru, 138 beygir gücü üreterek, önceki nesillere kıyasla daha az güç üretse de, hafif yapısı sayesinde mükemmel bir sürüş deneyimi sunuyordu. MR2 Spyder, minimalist ve şık tasarımıyla dikkat çekti. Aynı zamanda, çıkarılabilir hard-top seçeneğiyle sürücülere açık hava keyfi de sunuyordu. Bu model, Toyota’nın spor otomobil üretimindeki ustalığını bir kez daha gözler önüne sermişti.
Toyota MR2, üretildiği yıllar boyunca birçok ödül kazandı ve sayısız otomobil tutkununun hayallerini süsledi. Her nesliyle farklı bir hikaye yazan MR2, hem performans hem de ekonomik fiyatıyla efsaneleşti.