2000 yılının bir yaz günü, Tokyo’nun hareketli sokaklarında bir heyecan dalgası yayıldı. Toyota, o yıl çok özel bir modelin tanıtımını yapmaya hazırlanıyordu: Toyota Origin. Bu otomobil, sadece sınırlı sayıda üretilecek ve Toyota’nın 1966’da piyasaya sürdüğü ilk Crown modeline bir saygı duruşu niteliğinde olacaktı. Toyota Origin, nostaljik tasarımı ve modern teknolojisiyle otomobil dünyasında bir efsane olacaktı.
Toyota Origin’in hikayesi, aslında 1966 yılında başladı. Toyota, o dönemde Japonya’nın ekonomik büyümesinin simgesi olan Crown modelini tanıttı. Crown, sadece bir otomobil değildi; Japon mühendisliğinin ve tasarımının bir sembolüydü. Yıllar geçtikçe, Crown’un hatırası otomobil tutkunlarının zihninde canlı kaldı. İşte bu yüzden, Toyota mühendisleri ve tasarımcıları, Crown’un 35. yıl dönümünü kutlamak için özel bir model yaratmaya karar verdiler. Bu model, Toyota Origin olacaktı.
Origin’in tasarım süreci, Toyota’nın en deneyimli mühendislerinden oluşan bir ekip tarafından yürütüldü. Tasarımcılar, Crown’un zarif ve klasik hatlarını korurken, modern teknolojiyi ve konforu da eklemeyi başardılar. Origin’in yuvarlak farları, geniş ön ızgarası ve krom detayları, eski Crown’un karakteristik özelliklerini yansıtırken, aracın genel hatları modern ve şık bir görünüm sunuyordu. Bu tasarım, hem geçmişe bir saygı duruşu hem de geleceğe bir adımdı.
Toyota Origin’in kalbinde, 2.0 litrelik 6 silindirli bir motor yatıyordu. Bu motor, 5600 devirde 160 beygir gücü ve 4000 devirde 200 Nm tork üretebiliyordu. 4 ileri otomatik vites ile donatılan Origin, şehir içi ve şehirler arası yolculuklarda konforlu bir sürüş deneyimi sunuyordu. Aracın azami hızı 180 km/saat olarak ölçülmüş ve 0’dan 100 km/saat hıza yaklaşık 10 saniyede ulaşabiliyordu. Yakıt tüketimi ise şehir içinde 11 litre/100 km, şehir dışında ise 7 litre/100 km civarındaydı.
Tokyo’nun sokaklarında ilk Origin’ler görülmeye başlandığında, bu otomobilin sadece bir araç olmadığını anlamak zor değildi. Origin, bir hikaye anlatıyordu; geçmişin ve geleceğin birleştiği bir noktayı temsil ediyordu. Araç sahipleri, Origin’in iç mekanına adım attıklarında, kendilerini lüks ve konforun kucağında buluyorlardı. Deri döşemeler, ahşap kaplamalar ve yüksek kaliteli işçilik, otomobilin iç mekanında dikkat çeken unsurlardı. Gösterge paneli ve sürücüye yönelik kontrolleri ergonomik olarak tasarlanmış ve sürüş deneyimini mükemmel hale getirmişti.
Toyota Origin, güvenlik özellikleri açısından da dikkat çekiyordu. Çift devreli fren sistemi, ABS, EBD ve hava yastıkları gibi donanımlar, otomobilin yüksek hızlarda bile etkili bir şekilde durmasını sağlıyor ve yolcuların güvenliğini artırıyordu. Ayrıca, Origin’in çelik gövde yapısı, yüksek mukavemetli bir yapı sunarak olası bir çarpışma durumunda yolcuların güvenliğini maksimum düzeye çıkarıyordu.
Origin’in sınırlı üretim sayısı, onu otomobil koleksiyoncuları arasında oldukça popüler hale getirdi. Sadece 1000 adet üretilen bu model, nadir bulunan ve değerli bir otomobil olarak kabul edildi. Tokyo’daki bir müzayedede, bir Origin’in inanılmaz bir fiyata satıldığı haberi yayılınca, bu otomobilin değeri daha da arttı. İkinci el piyasasında, Toyota Origin modelleri oldukça yüksek fiyatlarla alıcı bulmaya başlamıştı.